Ortadoğu Ülkesi Görüntüsü: Sokak Pazarları Türkiye'de Hâlâ Sorun

Türkiye’de, birçok şehirde hâlâ sokak aralarına kurulan pazarlar görmek mümkün. Elbette semt pazarı geleneği geçmişten günümüze uzanan bir kültürdür, ancak bu kültürün günümüz şehir yapısına ve yaşam koşullarına uyarlanması gerektiği gerçeği göz ardı ediliyor. Bazı belediyeler bu durumu anlamış ve semt pazarlarını özel alanlara taşımış olsa da ne yazık ki çoğu belediye hâlâ sokakların arasında pazar kurulmasına göz yumuyor. Sonuç? Tam bir Ortadoğu ülkesi görüntüsü...

Pazar kurulduğu gün, sokaklar adeta kilitleniyor. Trafik akışı kesiliyor, araçlar sokak aralarında sıkışıp kalıyor. Acil bir durum yaşansa, ambulans veya itfaiye ekiplerinin o sokaklara girmesi imkânsız hale geliyor. Vatandaş olarak bizler, bu düzensizliği ve güvenlik zaafiyetini görmezden gelmek zorunda kalıyoruz. Oysaki, özellikle büyük şehirlerde bu gibi durumların planlanması ve önlemlerinin alınması gerekiyor. Kendi kendimize sormadan edemiyoruz: Modern şehir anlayışına ne zaman uyum sağlayacağız?

Pazarlar bittikten sonra sokaklar adeta çöplüğe dönüyor. Evet, belediyeler bu çöpleri temizliyor, fakat bu da bir başka problem: Bu temizlik faaliyetleri, aslında vergi mükelleflerinin cebinden çıkan gereksiz bir masraf olarak karşımıza çıkıyor. Neden sokaklarımızı, vergi gelirlerimizi ve enerjimizi bu kadar kolay heba ediyoruz? Sokakları temizlemek için harcanan bu kaynaklar, farklı ve kalıcı projeler için kullanılabilirken neden geçici çözümlerle zaman kaybediyoruz?

Diğer yandan, bu pazarlar modern semt pazarları gibi düzenli ve kontrollü bir yapıda olsaydı, bu sorunlar büyük ölçüde ortadan kalkabilirdi. Her gün bir adım daha ileri gitmeye çalıştığımız modern şehirleşme sürecimizde, bu tür sorunların çözülmesi gerekiyor. Belediyelerimizin, sokak pazarlarının şehir trafiğine ve çevre temizliğine olan zararlarını göz önünde bulundurarak daha kalıcı ve sürdürülebilir çözümler üretmesini bekliyoruz.

Ne zaman ki bu konuda gerçek adımlar atılır, işte o zaman modern bir şehirde yaşadığımızı hissedeceğiz. Aksi halde, sadece görüntüde modernleşip, özünde hâlâ kaotik bir düzenin içinde yaşamaya devam edeceğiz.