Trafikte Çifte Standart: Yayaların Kırmızı Işık İhlaline Neden Ceza Kesilmiyor?

İstanbul'un kalabalık caddelerinde her gün aynı manzarayla karşılaşıyoruz: Yayalar, kırmızı ışıkta beklemek yerine akan trafiğin arasına dalıyor, bazıları arabaların arasından slalom yaparak karşıya geçmeye çalışıyor. Peki, motosiklet ve otomobil sürücüleri en küçük kural ihlalinde ağır cezalarla karşılaşırken, yayalar neden hiçbir yaptırımla karşılaşmıyor?

Yurtdışında sıkı denetimler sayesinde bu tür ihlallerin ciddi cezalarla engellendiğini görüyoruz. Ancak Türkiye’de sivil trafik ekipleri bu konuda adeta yok hükmünde.

Kanun Var Ama Uygulayan Yok!

Karayolları Trafik Kanunu’nun 68. maddesi, yayaların uyması gereken kuralları şu şekilde belirtir:

"Yayalar, aşağıda sayılan haller dışında, taşıt yolu bitişiğinde ve yakınında yaya yolu, banket veya alan varsa burada yürümek zorundadır."

Ayrıca, yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak zorunludur. Bununla birlikte, 69. maddeye göre bu kurallara uymayan yayalara idari para cezası kesilmesi gerekmektedir. Ancak gelin görün ki, polis gördüğünde bir anda uslu bir vatandaş kesilen yayalar, denetimin olmadığı noktalarda kuralları hiçe sayıyor. Sürücüler için en ufak hatada anında cezai işlem uygulanırken, yayaların trafik düzenine zarar vermesi görmezden geliniyor.

Trafik Güvenliği Yalnızca Sürücünün Sorumluluğu Değil!

Yayaların dikkatsizliği, sadece kendilerini değil, sürücüleri de tehlikeye atıyor. Ani frenler, kaza riskleri ve zincirleme kazalara sebep olan bu kuralsızlık, neden hâlâ ciddiye alınmıyor?

Sivil trafik ekipleri, kırmızı ışıkta geçen yayalara da tıpkı sürücülere yapıldığı gibi caydırıcı cezalar uygulamalıdır. Çünkü trafik, yalnızca arabaların değil, herkesin ortak sorumluluğudur.

Kurallara uyulmadığında bedelini sadece sürücüler değil, tüm toplum öder.